Darwinist eğitim sonucu gittikçe imanlı gençlik kalmaz. Güneydoğu’daki olaylar iman zafiyetinden kaynaklanmaktadır.

ADNAN OKTAR: Başbakanımız’a güveniyoruz ama Darwinist eğitimin şakası olmaz, materyalist eğitimin şakası olmaz. Yani imanlı gençlik kalmaz, davası olan insanlar kalmaz. Tamam, Türkiye kalır, Türk toprakları kalır, hükümet de kalır ama imanı olan gençlik kalmazsa veya çok azalırsa hiçbir şeyin kıymeti yok. Hiçbir şeyin kıymeti kalmaz çünkü vatan mefhumu iman eden insan içindir. Yani bir Marksist için vatan mefhumu yok. Onlar bütün dünya bizim vatanımız diyorlar. Öyle bir şey yok. Din imanlı gençlik içindir. Marksist, dini afyon olarak görüyor zaten. Aile yine aynı şekilde dindar için geçerlidir. Adam aileyi kabul etmiyor Abdullah Öcalan. Dolayısıyla Marksist olursa Türkiye Allah vermesin, komünist olursa hiçbir şeyin anlamı kalmaz. Onun için yani hükümetin en öncelikli konusu Darwinizm’e ve materyalizme karşı mücadele, ilmi mücadele olması lazım. Yani siyasi mücadeleyle bir yere varamayız. Güneydoğu’daki vatandaşlarımızı Başbakanımız sağ olsun teşvik ediyor, “bizi destekleyin” diyor. Tamam da, imanı varsa destekler. İmanını kaybederse nasıl desteklesin? Darwinist-materyalist olursa nasıl desteklesin? Hangi manevi güçle desteklesin? Veyahut komünistlerin tehdidi altındaysa nasıl desteklesin? Nasıl dirensin? Silaha nasıl dirensin? Tam otomatik silahlar var adamların elinde, el bombaları var, bazukalar var. Neyle dirensin? Yumruğuyla mı direnecek adam, nasıl dirensin? Bir mahallede adam diyecek ki “ben dükkanımı kapatmıyorum” delik deşik ederler. Önce eğitim, yani Darwinist- materyalist eğitimi yerle bir etmek lazım. Zeminlerini yok etmek lazım. Tabii ki Başbakan samimi gayret ediyor, belli çok atak candan bir tavrı var. Ama gençliğin 10 yıl sonraki, 20 yıl sonraki halini de düşünmek lazım. Israrlı Darwinist-materyalist eğitim nasıl bir gençlik getirir, onu düşünmek lazım.

Bak alimler, hocalar teker teker ahirete göçüyor. Sanatçılar teker teker ahirete göçüyor. Mesela Müslüm Baba, Allah ömrünü uzun etsin, inşaAllah sağlıklı olur ki durumu kötüymüş herhalde. Bir daha öyle bir sanatçı gelmez, Allahualem. Diğer sanatçılar gibi de bir daha sanatçı gelmez. Çünkü materyalist eğitilince gençlik sanat gücünü de kaybediyor, heyecanını da kaybediyor, şevkini de kaybediyor, maneviyatını da kaybediyor, yaratıcı gücünü de kaybediyor, kaybeder. Yani tamam Allah’a çok şükür gençliğimiz imanlı ama herhalde Güneydoğu’da güçlü bir iman çalışması yapılsaydı böyle olmazdı. Demek ki bir iman zafiyeti olmuş ki böyle bir yapı meydana gelmiş. Bu anlaşılmayacak gibi değil ki. Kanser gibi oradan vücudu yakaladı. Türkiye’nin güneydoğusundan kanser, Türkiye’nin bünyesine girdi ve adım adım da o kanser kemiriyor şu anda bünyeyi. Şimdi bir tedavi uyguluyorlar ama bu bedeni de çökertebilecek gibi bir tedavi. Kanseri öldürecek ama bedeni de öldürecek gibi görünüyor. Ondan sonra tedavinin de bir anlamı kalmaz Allah esirgesin. Onun için bu vahim gidişata ilimle, bilimle dur denmesi lazım. Yoksa yani siyasi demeçlerle hiçbir yere varılmaz. Nasıl olsa gençlik imanlı… Tamam da yavaş yavaş kemiriyorlar, kalmıyor ki. Yani bir süre sonra hiç kalmaz. Bugün namaz kılmaz, öbür gün oruç tutmaz, öbür gün camiye gitmez… Adım adım o hastalık gelişir. Gelişiyor yani bunu anlamazdan gelmenin alemi yok. Hastalığı başından tedavi etmek mümkünken ve gayet kolayken, kimse de karışamaz. Türkiye’nin Milli Eğitimi’ne kim karışabilir? “Darwinist-materyalist eğitimin yerine biz bilimsel eğitim yapacağız. Bilimin gerçeklerini ortaya koyacağız” dedin mi konu biter. Kim inkar edebilir? Bak fosil sergilerinde dehşete kapılıyor adamlar. Bir de fosil sergileri için de muazzam prosedürler uygulanıyor, karmakarışık. Halbuki kolay olması lazım. Komünistler, Marksistler her yerde Darwinist-materyalist sergiler açıyor ama sergi açmasına gerek yok. Çünkü zaten devlet, eğitimini yapıyor. Onların sergisi de zaten demagoji sergisi oluyor. Bol bol resim… Sen ‘yağlı boya resim sergisi’ desen daha yerinde olur, bilimsel sergi diyeceğine. Çünkü alenen resim sergisi. Bilimsel bir delil yok, bilimsel delile dayalı bir sergi yok. Hayali çizimler, hayali resimler, hayali adamlar, hayali maymunlar. Adamın hayal dünyası ne kadarsa o kadarlık resim çiziyor. Kardeşim, şimdi Allah vermesin güzel faaliyetler yapıyorlar. Diyorlar anarşiyi durduralım, silahlar gömülsün. Tamam da 10 yıl sonra, 10 yıl sonra gençliğin durumu ne olur. Bir insan bunu nasıl düşünmez? Geceli gündüzlü Darwinist eğitilirse bir insan, ne olur bu adam? Yani geceli gündüzlü bir gence sen sürekli, “maymundan geldin” diyorsun, “çamurdan tesadüfler sonucu oldun” diyorsun ama “gel sana Kuran dersi de öğreteyim” diyorsun. Kuran dersine adam itibar etmez. Bilime itibar eder. “Bilim mi, Kuran mı?” desen adam bilimi tercih eder çünkü “benim aklımın tasdik ettiği, gözümün gördüğü mantıklı olan, doğru olan bu” der. “Kuran” haşa “bana o zaman hikaye anlatıyor” der. Senin anlatımında Kuran’la bilimin mutabık olması lazım. Darwinizm’i anlatırsan Kuran’ı reddetmiş olursun. Reddettiğin şeyi niye anlatıyorsun o zaman? Reddetmiş oluyorsun. Kuran’ı kabul ettiğini nasıl göstereceksin? Darwinizm’in geçersizliğini anlatarak göstereceksin. Diyeceksin burada bilimsel bir hata yapılıyor. Proteinler tesadüfe meydana gelmez. 450 milyon fosil ki daha da aştı şu an, yaratılışı ispat ediyor. Buyurun fosiller bunlar diye devletin göstermesi lazım, bakanlığın göstermesi lazım. Sergiler açması lazım.

http://harunyahya.org/tr/Adnan-Oktarin-Sohbetlerinden-Secme-Bolumler/157801/Darwinist-egitim-sonucu-gittikce-imanli-genclik-kalmaz-Guneydogu’daki-olaylar-iman-zafiyetinden-kaynaklanmaktadir