10 BİN YIL ÖNCE PROFESYONEL YÖNTEMLERLE BEYİN AMELİYATLARI VE DİŞ TEDAVİLERİ YAPILIYORDU
Pakistan’da yapılan kazı çalışmaları 8 bin yıldan çok daha uzun yıllar önce, dişçilerin diş çürümelerini dolguyla tedavi ettiklerini göstermiştir. Columbia Üniversitesi arkeologlarından Andrea Cucina, Pakistan’da yürüttüğü kazı çalışmalarında bundan 8-9 bin yıl öncesine ait kesici dişlerde küçük delikler fark etmiştir. Yaklaşık 2.5 mm çapındaki bu küçük deliklerin muntazamlığından etkilenen Cucina, konuyla ilgili araştırmalarını derinleştirmiştir. Daha sonra elektron mikroskopları kullanılarak yapılan incelemeler, söz konusu minik deliklerin bakteriler tarafından meydana getirilemeyecek kadar düzgün olduklarını ortaya koymuştur. Yani bunlar bakteriler tarafından meydana getirilen delikler değil, bilinçli müdahale ile oluşturulan, tedavi amaçlı deliklerdir. Minik deliklerin bulunduğu dişlerin hiçbirinde, herhangi bir çürük izine de rastlanmamıştır. Bu da, New Scientist dergisinin ifadesiyle, “Tarih öncesi dişçilerinin, işlerinde ne kadar başarılı olduklarının bir delilidir.” Philip Cohen, “Open Wide,” New Scientist, No. 2286, 14 Nisan 2001, s. 19
Arkeolojik kazılarda bu tarihten çok daha önce yaklaşık 12-13 bin yıl önce yapılmış beyin ameliyatlarının izine de rastlanılmıştır. Anadolu’da en eski ameliyatlı kafatası Aşıklıhöyük’te (Aksaray) bulunmuştur. Yaklaşık 12 bin yıllık 20-25 yaşlarında bir kadın kafatasında çok düzgün biçimde açılmış bir deliğe rastlanmıştır. Kafatasındaki deliğin düzgünlüğü ve görülen iyileşme izleri bu kişinin ameliyattan sonra yaşamını sürdürdüğünü göstermektedir.
Anadolu’da bulunan bir başka örnekte de kafatasının bregma (alın kemiğiyle her iki yan kafa kemiğinin birleştiği yer) bölgesinde gerçekleştirilen ameliyat sırasında, 13 küçük delik açılarak elips şeklinde bir parça çıkarılmış. Çıkarılan parça ameliyattan sonra yeniden aynı bölgeye konmuş. Bu da ameliyatın tedavi amacıyla yapıldığının göstermektedir.
Bu ameliyatlarda obsidiyen (volkanik bir cam türü), çakmak taşı, bakır, demir, gümüş gibi madenlerden yapılan “trepan” adı verilen aletler kullanılmıştır. Ayrıca arkeolojik kazılarda ilaç ölçeği, küret (enfeksiyonlu derilerin kazınmasında) olarak kullanılan kaşıklar, kulak içindeki yaraların, yabancı cisimlerin temizlenmesinde kullanılan kulak sondaları, cımbız, bistüri, bıçak, dağlama aletleri, merhem sürücüler, bakım setleri ve iğneler gibi çok çeşitli tıbbi araç gereçler de bulunmuştur. (Bilim ve Teknik dergisi, Mayıs 2008)