Yarasaların Mükemmel Özellikleri Evrimle Hiçbir Şekilde Açıklanamaz
19 Ocak 2007 tarihinde Science Daily internet sitesinde yarasaların uçuşlarındaki aerodinamik detayları anlayabilmek amacıyla yapılan bir çalışma yer aldı. Yazıda, yarasanın insanlar tarafından taklit edilemeyen son derece kompleks özelliklerinin detaylı olarak incelendiği araştırmanın bilim dünyasına ışık tutacağı belirtiliyordu. Araştırmacılar Kenneth Breuer ve Sharon Swartz, kendi deyimleriyle “yarasaların kendilerine özgü becerilerini” inceleyerek “yarasa uçuşunu anlamaya çalıştıklarını”, bu şekilde de canlının üstün özelliklerini yeni araçlarda kullanmayı planladıklarını açıklamışlardı.
Swartz ve Breuer”in çalışmaları, yarasaların üstün özelliklerinin anlaşılması ve doğadaki muhteşem detayların insanların yaptığı tasarımlarda ilham verici olduğu gerçeğinin gözler önüne serilmesi bakımından önemli bir çalışmadır. Ancak Breuer ve Swartz”ın yanılgıya düştükleri nokta, yarasaya atfettikleri, sayfalar boyunca hayranlıkla anlattıkları ve taklidini bile yapamadıklarını itiraf ettikleri özelliklerin hayali bir evrim süreci sonunda ortaya çıkmış olduğunu iddia etmeleridir.
Büyük bir mantık çöküntüsünün ürünü olan bu iddia, her Darwinist iddiada olduğu gibi bilimsel delilden yoksundur. Breuer ve Swartz, yarasaların başka canlıların yapamadıkları hareketleri yapabileceklerini belirterek ve yarasaların mükemmel anatomik özelliklerini detaylarıyla vurgulayarak, bu canlıların tesadüfen oluşmasının mümkün olmadığına açıkça dikkat çekmişlerdir. Söz konusu bilim adamları, yarasaların hayali evrimsel kökenine bir cevap bulunamadığını da itiraf etmişler ve böyle aşamalı bir evrimleşmenin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını da ifade etmek zorunda kalmışlardır. Tüm bunlara rağmen yarasaların evrimsel bir kökeni olabileceğini düşünmeleri, evrime ideolojik bir bağlılığın söz konusu olduğunu göstermektedir.
Yarasalar, Breuer ve Swartz”ın söz konusu makalelerinde detaylarıyla belirttikleri gibi olağanüstü özelliklere sahiptir. Yegane uçan memeli olan yarasalardaki sonar sistemi, onların zifiri karanlıkta mükemmel bir yön bulma yeteneğine sahip olmalarını sağlar. Kanatlarındaki müthiş esneklik ise yarasaları diğer uçuculardan farklı kılar.
Yarasaya ait sayısız üstün sistemin evrim teorisinin “rastgele mutasyonlarla kademeli evrim” açıklamasına indirdiği darbe ise son derece açıktır. Yarasının muhteşem sonar sisteminin ve mükemmel kanat mekanizmasının işlev görebilmesi için, bu yapıların tüm ayrıntılarıyla eksiksiz şekilde var olması zorunludur. Yarasa hem yüksek frekanslarda ses yayacak yapıya, hem bu sesleri algılayıp analiz edecek organlara, hem hareket değişikliklerine göre frekans ayarlaması yapan sisteme, hem de mükemmel kanat yapısına ve hareketlerine tek bir anda sahip olmalıdır. Sonar sistemi, ancak bu şekilde işe yarayacaktır. Elbette ki tüm bunlar rastlantılarla açıklanamaz ve yarasanın kusursuz bir biçimde yaratıldığını gösterir. Konuyla ilgili detayli bilgileri buradan okuyabilirsiniz.
Dahası yarasaların hiçbir şekilde evrim geçirmedikleri gerçeği paleontolojik olarak da kanıtlanmış bir gerçektir. Bilinen en eski yarasa fosili ABD Wyoming”de bulunan 50 milyon yıllık bir fosildir. Fosilin detayları, günümüz yarasalarından hiçbir fark ortaya koymamaktadır. Bu ve bunun gibi sayısız fosil örneği, yarasaların milyonlarca yıl boyunca hiçbir evrim geçirmediklerini, yaratıldıkları ilk andan itibaren tıpkı bugünkü gibi mükemmel, kompleks ve kusursuz yapılara sahip olduklarını açıkça kanıtlar niteliktedir.
Evrimci paleontolog L. R. Godfrey bu konuda şöyle yazmaktadır:
Erken Tertiryen devrine ait çok sayıda iyi korunmuş yarasa fosili vardır, örneğin Icaronycteris gibi. Ama Icaronycteris bizlere yarasalarda uçuşun evrimleşmesi hakkında hiçbir şey söylememektedir, çünkü bu zaten kusursuz bir biçimde uçan bir yarasadır.1
Yarasaların kompleks anatomik sistemlerinin evrimle ortaya çıkması mümkün değildir ve fosil kayıtları da böyle bir evrim yaşandığına dair hiçbir kanıt vermemektedir. Aksine, yeryüzünde ilk kez ortaya çıkan yarasalar ile bugün yaşayan örnekleri aynıdır. Yarasalar, hep yarasa olarak var olmuştur.
Sonuç:
Science Daily, canlıların mükemmel yapılarını konu aldığı yazılarında ısrarla evrim teorisi provokasyonunu sürdürmektedir. Oysa bilimsel deliller, evrim teorisinin geçersizliğini çok kesin kanıtlarla ilan etmiş durumdadır. Bu gerçekler karşısında söz konusu bilim sitesine tavsiyemiz, bilimsel gerçekler doğrultusunda yayın yapması ve okuyucularını evrim propagandaları ile yanıltmamasıdır.
1 L. R. Godfrey, “Creationism and Gaps in the Fossil Record”, Scientists Confront Creationism, W. W. Norton and Company, 1983, s. 199.