Çin’deki Yuchanyan Mağarası’nda arkeologlar tarafından yeni bulunan çömlek parçaları evrimci tarih anlayışını bir kez daha yerlebir etmiştir. BBC News’ta yeralan habere göre bulunan çömlek parçalarının yaşı 40 ayrı karbon-14 tarihlendirme testinin sonucuna göre 17.500 ila 18.300 yıl arası olarak tespit edilmiştir. Böylesine eski döneme ait çömlekler, sözde Kabataş Çağı’nın yaşandığı iddia edilen tarihlerde insanların medeni, yerleşik bir hayat yaşadıklarını göstermesi bakımından evrimciler açısından bir hezimettir.
Evrimcilerin iddiası, ilk insanların sözde yarı maymun varlıklar olduğu, zaman içinde fiziksel özellikleriyle birlikte zihinsel özelliklerinin de geliştiği, kabiliyetler kazandıkları, medeniyetin bu nedenle evrimleşerek ilerlediğidir. Bilimsel bulgulara dayanmayan ve hiçbir gerçekliği olmayan bu iddiaya göre, sözde ilkel atalarımız hayvani bir hayat yaşamışlar, insanlaştıkça medenileşmişler ve zihinleri geliştikçe kültürel olarak ilerleme kaydetmişlerdir. Vücudu tamamen tüylerle kaplı, üzerinde hayvan kürkleriyle ateş yakmaya çalışan, omuzlarında avladıkları hayvanlarla su kenarında yürüyen, mağaraların içinde hırıltılar çıkararak birbirleriyle anlaşmaya çalışan ilkel insan hikayeleri de bu bilim dışı iddianın ortaya attığı aldatmacalardan ibarettir. Ancak evrimcilerin “insanların yeni yeni konuşmayı öğrendiklerini” iddia ettikleri sözde Kabataş devri dönemine ait bugüne kadar elde edilen arkeolojik bulgular, gerçekte bu insanların aile hayatı yaşadıklarını, beyin ameliyatları yaptıklarını, resim ve müzik sanatını bildiklerini ortaya çıkmıştır.
Çin’deki Yuchanyan Mağarası’nda bulunan yaklaşık 18 bin yıllık çömlek parçaları da medeni hayatın
Yuchanyan Mağarası’nda 1995 yılında bulunan çömlek örneği
|
izlerini taşımaları nedeniyle evrimci sözde “tarih çağları sıralaması”nı bozmuştur. 17.500 – 18.300 yıllık olduğu tespit edilen bu çömlek örnekleri bugüne kadar bulunan en eski çanak çömlek parçalarıdır. Evrimcilerin iddialarına baktığımızda sözde Kabataş Çağı olarak adlandırılan bu zaman diliminde yerleşik düzene geçilmemiş olunması, sadece kaba, taş aletlerle avcılık yapılarak mağaralarda ilkel bir hayat yaşanması gerekmektedir. Oysa arkeolojik bulgular bunun tam tersini bilimsel olarak ispatlamaktadır. Bu nedenle Yuchanyan Mağarası’nda bulunan bilinen en eski çömlek parçaları evrimcilerin hayalden öteye gitmeyen iddialarının asılsızlığını tam anlamıyla ortaya çıkarmıştır.
Aynı mağarada 2005 yılında pirinç taneleri de bulunmuştur. Bu bulgular biraraya getirildiğinde bundan 18 binyıl önce yaşayan insanların da günümüz insanlarıyla benzer şekilde tarım ile de ilgilendikleri ve medeni bir hayat sürdükleri anlaşılmaktadır.
Arkeoloji ve antropoloji gibi bilim dallarında yaşanan bu gibi gelişmeler ve elde edilen bulgular, “kültürel ve toplumsal evrim hikayesinin” hiçbir geçerliliğinin olmadığını ortaya koymaktadır. Arkeolojik kazılarda elde edilen bulgular açıkça göstermektedir ki tarih, Darwinist bilim adamlarınca materyalist ideolojinin ön yargılarına uygun olarak yorumlanmaktadır. “Kabataş Çağı” masalı materyalistlerin, insanı sözde akılsız hayvanlardan evrimleşmiş bir canlı gibi gösterme ve felsefi olarak inandıkları bu masalı bilimde yerleştirme çabalarından başka bir şey değildir.
Çin’de bulunan 18 bin yıllık çömlek parçaları da göstermektedir ki toplumların sözde ilkelden gelişmişe doğru ilerlediğini öne süren evrimci anlayış, bilimsel değerlerle ve gerçeklerle uyumlu değildir. Geçmiş dönemlerde yaşayan insanların geride bıraktıkları izler ve eserler, bir kere daha evrimcilerin öne sürdüğü “tarihin ve kültürlerin evrimi” aldatmacasını gözler önüne sermiştir.
http://harunyahya.org/tr/Eski-caglarda-teknolojik-bulgular/14548/CINDE-BULUNAN-EN-ESKI-COMLEK-DARWINISTLERIN-TOPLUMLARIN-EVRIMI-IDDIASINI-BIR-KEZ-DAHA-CURUTMUSTUR
Post Views:
687