Darwinizm’in temelini materyalizm oluşturur. Materyalizm yanılgısına göre madde sonsuzdur ve maddenin üzerinde herhangi bir güç yoktur. Bir başka deyişle materyalizm, tüm evreni oluşturan madde üzerinde ona hakim olan, onu sürekli kontrolü altında tutan üstün bir Yaratıcı’nın varlığını reddeder. (Allah’ı tenzih ederiz.) Maddenin mutlak varlığı ön kabulüyle ortaya atılmış olan Darwinizm’i ayakta tutma çabasının, bu çaba için bütün aldatmacaların, sahtekarlıkların göze alınmasının tek nedeni, tüm varlıkları üstün ve güçlü bir Yaratıcı’nın yarattığı gerçeğinin kabul edilmesini engellemeye çalışmaktır. Darwinistler son 150 yıldır bu çabanın peşinde olmuşlar, bunun için mücadele etmişlerdir. Darwinizm’in sahte bir din olarak benimsenmesinin en büyük sebebi işte budur.
Ancak bu gerçek insanlardan genellikle gizlenir, çünkü bu durum geniş halk kitlelerinin Darwinizm’e sempati duymasını engelleyecektir. Özellikle Allah’a iman edip derin bir saygı duyan, inançlı insanlar üzerinde olumsuz bir etki uyandıracaktır. Darwinizm’in Allah inancına karşı bir teori olması, Darwin döneminde de dindar kesimlerinin tepkisini çekmiş, teori dönemin insanları tarafından kolay benimsenmemiştir. Benimsenmeye başlanması, Darwinist telkinler ve propagandalar sonucunda olmuştur. Şu anda da okullarda insanın maymundan geldiğini, dinozorların havalanıp uçmaya başladığını öğrenen insanlar, evrim teorisinin zararsız bilimsel bir teori olduğu kanısındadırlar genellikle. Teorinin gerçek yüzünden ise habersizdirler. Dünya üzerindeki dinsizliğin, dikta yönetimlerinin, savaşların, katliamların, zalimliğin, dejenerasyonun, terörün, ülkemizde Mehmetçiğimizin şehit edilmesinin temel sebebinin bilimsellikten uzak bu sapkın teori olduğunu bilmemektedirler.
Darwinistler de savundukları dogmanın gerçek yüzünü gizlemeye çalışırlar. İşte bu nedenle, Allah’a iman eden kitleleri yönlendirebilmek, Darwinizm’i kendilerince zararsız gösterebilmek ve onların da desteğini kazanabilmek için Darwinizm’in dinle çelişmediği yalanını yaymaya çalışırlar. Bu yolla taraftar kazanacaklarına ve evrim teorisi karşısında yapılan fikri mücadelenin daha zayıflayacağına inanmaktadırlar. Bu amaçla ortaya attıkları “evrimsel yaratılış” yalanı, son derece mantıksız ve tutarsız olmasına rağmen, el altından desteklenmekte, Darwinistler tarafından sürekli gündeme getirilmektedir. Hatta bunun için, Darwin’in kendisinin bile dindar bir kişiliğinin olduğu aldatmacasına başvurulmaktadır. Ateist ve Darwinist Richard Dawkins, bu konuda görev yapan bir Darwinist lobinin varlığını şu sözlerle itiraf etmektedir:
Özellikle oluşturulmuş bir çeşit evrimi koruma lobisi var. Bunların büyük bir çoğunluğunu ateistler oluşturuyor. Ama bu kişiler, gözü dönmüş şekilde, ortalı ve makul dindarlarla dost olmak istiyorlar. Ve bunu yapabilmenin tek yolu, evrim ile din arasında hiçbir uyuşmazlık olmadığını söylemektir.
Oysa evrim ile din hiçbir şartta hiçbir şekilde bağdaşamaz. Darwinistler, kendileri Allah’a inanmadıkları, tesadüfleri ilahlaştırdıkları (Allah’ı tenzih ederiz), yaratılış gerçeğine tamamen karşı oldukları ve bu uğurda mücadele yürüttükleri halde, bir anda Allah’ın kainatı evrimle yarattığı aldatmacasının en büyük savuncusu haline gelirler. Oysa Darwinistler, materyalizme olan bağlılıkları nedeniyle, Allah inancını hiçbir zaman kabul etmezler. Darwinist olmak, Allah inancını reddetmeyi de beraberinde getirir. Bir insanın, bilimsel hiçbir delili olmayan, tesadüfleri ilahlaştıran bu pagan dininin destekçisi olmasının tek nedeni Allah’ın varlığını reddedebilmektir (Allah’ı tenzih ederiz). Ve Darwinistlerin, insanları Allah inancından uzaklaştırabilmek için yapmayacakları şey yoktur.
İşte bu sebeple, bu aldatmacaya karşı dikkatli olunmalıdır!
Gazeteci Larry Witham, Darwinizm’in sahte bir din olduğunun açıklandığı ve Darwinist diktatörlüğün baskı ve dayatmalarının anlatıldığı Expelled “No Intelligence Allowed” belgeselinde konuyla ilgili şu açıklamayı yapmıştır:
Evrim teorilerinin tümünde kesin olarak iddia edilen şey, ya Allah’ın olmadığı (Allah’ı tenzih ederiz) veya Allah’ın, yarattıkları üzerinde hiçbir kontrolü olmadığıdır (Allah’ı tenzih ederiz). Bu sebeple, doğal olarak, pek çok evrimcinin de söylediği gibi, evrim, ateizm için en güçlü araçtır.
İşte Darwinistler, Allah inancını kesin olarak reddettikleri halde, insanlara karşı bu çirkin oyunu oynarlar. Oysa bu çirkin aldatmacaya inananlar, şu gerçeği düşünememektedirler: Yüce Allah kuşkusuz tüm varlıkları çeşitli vesilelerle yaratmaya kadirdir. Rabbimiz, dilerse canlıları evrimi vesile edip de yaratabilirdi. Fakat böyle yaratmamıştır. Tüm varlıklar, yeryüzü üzerinde yoktan var olmuşlar, yoktan yaratılmışlardır.
Fakat Kuran’da evrime işaret eden tek bir ayet dahi yoktur. Kuran’a göre tüm evren ve canlılar, Rabbimiz’in “Ol” emri ile yaratılmıştır. Allah, indirdiği tüm ilahi dinler ile insanlara, tüm kainatı yoktan, tek bir emir ile yarattığını ve ona dilediği biçimde şekil verdiğini bildirmiştir. Nitekim yeryüzündeki delillere baktığımızda da yaratılışın, Kuran’da tarif edildiği şekilde olduğunu görürüz. Bulunan her canlı fosili mükemmeldir. Aniden, mükemmel görünümleriyle ortaya çıkmış ve hiçbir değişime uğramamışlardır. Canlılar, milyonlarca yıl boyunca değişmemişlerdir. Canlılığın cansızlıktan oluşma ihtimali yoktur. Tek bir proteinin bile tesadüfen var olması imkansızdır. Olağanüstü komplekslikteki canlı türlerinin birbirine dönüşümleri gibi bir iddia, bilimsellikten tamamen uzaktır. Bir canlıya yepyeni, faydalı bir bilgi ekleyecek bir mekanizma yoktur. Bilim, tüm canlıların proteinlerine, hatta atomlarına kadar muhteşem bir kompleksliğe sahip olduklarını, aniden ortaya çıktıklarını ve birbirlerine dönüşmediklerini kesin ve reddedilemez delillerle ortaya koymuştur. Dolayısıyla Allah’ın evrimle yarattığına dair bir iddia, büyük bir yalandır, Darwinist aldatmacanın bir parçasıdır. (Konuyla ilgili detaylı bilgi için bakınız, Harun Yahya, Kuran Darwinizm’i Yalanlıyor)
Yaratılmış olan her şey Allah’ın yüce kudretinin bir delilidir. Kuran’da pek çok ayette, Allah’ın bu üstün yaratışı haber verilmiştir:
Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca “Ol” der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117)
Şüphesiz, Allah Katında İsa’nın durumu, Adem’in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona “Ol” demesiyle o da hemen oluverdi. (Al-i İmran Suresi, 59)
O, gökleri ve yeri hak olarak yaratandır. O’nun “Ol” dediği gün (her şey) oluverir, O’nun sözü haktır. Sur’a üfürüldüğü gün, mülk O’nundur. O, gaybı ve müşahede edilebileni bilendir. O, hüküm ve hikmet sahibi olandır, haberdar olandır. (Enam Suresi, 73)
Onu istediğimizde herhangi bir şey için sözümüz, ona yalnızca “Ol” demekten ibarettir; o da hemen oluverir. (Nahl Suresi, 40)
Gökleri ve yeri yaratan, onların bir benzerini yaratmağa kadir değil mi? Elbette (öyledir); O, yaratandır, bilendir. Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri yalnızca: “Ol” demesidir; o da hemen oluverir. (Yasin Suresi, 81-82)
Günümüzde bilim, materyalist-evrimci iddianın geçersizliğini göstermektedir. Evrim teorisinin iddiasının aksine, çevremizi saran her bir yaratılış delili kainatta tesadüfe asla yer olmadığını insanlara kanıtlamıştır. Eğer yeryüzünde Allah’ın evrimi vesile ederek yarattığına dair deliller bulunmuş olsaydı ve Allah Kuran’da bunu bize bildirseydi, “Rabbimiz evrimle yaratmış” düşüncesi elbette inananlar tarafından hemen kabul edilir ve savunulurdu. Ancak Allah Kuran’da “Ol” emriyle yarattığını haber vermektedir ve evrimle yaratışa dair hiçbir ayet yoktur. Üstelik, kesin ve net olarak evrime dair tek bir bilimsel delil bulunmamaktadır. Şu durumda gerçekler açıktır. Göklerin, yeryüzünün ve tüm canlı varlıkların incelenmesi ile ortaya çıkan her detay Allah’ın büyük güç ve kudretinin birer delili niteliğindedir. Tüm varlıklar, ulu Rabbimiz Allah’ın emri ile bir anda, yoktan yaratılmışlardır. Kuşkusuz yaratmak için Allah’ın sebeplere ihtiyacı yoktur. (Allah’ı tenzih ederiz.) Darwinistlerin kavramaları gereken en önemli nokta budur. Allah bir ayetinde şöyle buyurur:
Allah, kendisine mülk verdi, diye Rabbi konusunda İbrahim’le tartışmaya gireni görmedin mi? Hani İbrahim: “Benim Rabbim diriltir ve öldürür” demişti; o da: “Ben de öldürür ve diriltirim” demişti. (O zaman) İbrahim: “Şüphe yok, Allah Güneş’i doğudan getirir, (hadi) sen de onu batıdan getir” deyince, o inkarcı böylece afallayıp kalmıştı. Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. (Bakara Suresi, 258)
Allah’ın evrimle yarattığı telkinini vermeye çalışanlar, cinlerin ve meleklerin nasıl yaratıldıklarını da açıklamalıdırlar. Bu kişiler, meleklerin ve cinlerin yaratılışı konusu gündeme gelince suskun kalırlar. Allah cinlerin ve meleklerin yaratılışını ayetlerinde bildirir:
Andolsun, insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık. Ve Cann’ı da daha önce ‘nüfuz eden kavurucu’ ateşten yaratmıştık. (Hicr Suresi, 26-27)
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, ikişer, üçer ve dörder kanatlı melekleri elçiler kılan Allah’ındır; O, yaratmada dilediğini arttırır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir. (Fatır Suresi, 1)
İnsanın ve canlıların evrimle meydana geldiğini iddia edenler, nurdan yaratılmış meleklerin, ateşten yaratılmış cinlerin oluşumunu elbette ki evrimle açıklayamazlar. Allah’ın kadrini takdir edemeyen, Allah’ın tüm sebeplerden münezzeh olduğunu fark edemeyen ve Rabbimiz’in her şeyi sadece “Ol” emriyle yarattığını kabul edemeyen insanlar için meleklerin ve cinlerin varlığı, tüm sahte iddiaları ortadan kaldırır. Çünkü cinlerin ve meleklerin varlığı şu açık gerçeği ortaya çıkarır: Melekler ve cinler evrimle yaratılmadıkları gibi, insan da evrimle yaratılmamıştır.
Darwinizm’i körü körüne savunanlar, Kuran’da belirtilen Hz. Musa (a.s.)’ın asasının yılana dönüşmesini ve Hz. İsa (a.s.)’ın çamurdan yaptığı kuşun canlanmasını asla açıklayamazlar. Yüce Allah Hz. Musa (a.s.)’ın asasının yılana dönüşmesini ayetlerinde şu şekilde haber verir:
Dedi ki: “O, benim asamdır; ona dayanmakta, onunla davarlarım için ağaçlardan yaprak düşürmekteyim, onda benim için daha başka yararlar da var.” Dedi ki: “Onu at, ey Musa.” Böylece, onu attı; (bir de ne görsün) o hemen hızla koşan (kocaman) bir yılan (oluvermiş). (Taha Suresi, 18-20)
Biz de Musa’ya: “Asanı fırlatıver” diye vahyettik. (O da fırlatıverince) bir de baktılar ki, o bütün uydurduklarını derleyip-toparlayıp yutuyor. (A’raf Suresi, 117)
Hz. Musa (a.s.)’ın dayanıp ağaçtan yaprak düşürdüğü asası, Allah’ın emri ile bir anda canlı, üreyen, beslenen, mükemmel, tam ve kusursuz bir yılan haline gelmiştir. Bir tahta parçası, Allah’ın dilemesiyle anında mükemmel bir yılana dönüşmüştür. Bu delil, Kuran’da evrim teorisine delil olduğu iddiasını kesin olarak ortadan kaldırmaktadır. Rabbimiz, dilemesiyle, Hz. İsa’nın çamurdan yaptığı kuşu canlı bir kuşa dönüştürmesini ayetinde şu şekilde haber verir:
Allah şöyle diyecek: “Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu’l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana Kitab’ı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu. Doğuştan kör olanı, alacalıyı iznimle iyileştiriyordun, (yine) Benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrailoğulları’na apaçık belgelerle geldiğinde onlardan inkara sapanlar, “Şüphesiz bu apaçık bir sihirdir” demişlerdi (de) İsrailoğulları’nı senden geri püskürtmüştüm.” (Maide Suresi, 110)
Hz. İsa (a.s.)’ın çamurdan yaptığı kuş, Allah’ın izni ve dilemesiyle bir anda canlı, mükemmel, tam ve kusursuz kanat yapısı ile uçabilen, üreyebilen, beslenebilen kuşa dönüşmektedir. İşte bu yoktan yaratılış, Darwinistlerin asla açıklamasını yapamayacakları büyük bir mucizedir. Ve yeryüzündeki tüm canlıların yoktan yaratılışına bir delildir.
Tüm bunların ortaya koyduğu açık bir sonuç vardır. Evrim ile Allah inancıyla çelişmediğini iddia eden Darwinistler, aslında dindar insanları büyük bir aldatmacaya sürüklemeye çalışmakta, onların samimi inançlarını istismar etmek için uğraşmaktadırlar. Bugün Allah inancının karşısındaki en büyük tehlikelerden ve en büyük karşıtlardan biri Darwinizm’dir. Darwinizm doğrudan Allah inancına karşı mücadele halinde olan deccalin en etkili ve en geniş çaplı oyunudur. Allah inancına sahip samimi dindarların, bu tehlikeyi görüp buna karşı yoğun bir ilmi faaliyet içinde olmaları gerekmektedir. Bu büyük tehlikeyi zararsız sanıp onun destekçisi olmak, tehlikeyi daha da büyütecek, Allah inancına karşı mücadele halinde olan tehlikeli bir akıma destek sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki, Darwinizm, sahte ve sapkın bir pagan dinidir ve yegane amacı, insanları dinsizliğe sürüklemektir.
http://harunyahya.org/tr/Makaleler/20489/Darwinistler-Darwinizm-ile-Allah-inanci-celismez-aldatmacasini-telkin-ederler
Post Views:
529