Panikte Olan Evrimciler, Hezeyanlarına Yenisini Eklediler: “Dört Ayaklı Yunus” Masalı
Evrimcilerin yaşayan fosiller sergileri karşısında içine düştükleri çaresizlik ve panik hali devam ediyor. Bunun son bir göstergesi, 6 Kasım 2006 tarihli Bugün gazetesinin sayfalarında “Dört ayaklı yunus bulundu” manşetiyle duyurulan evrimci çarpıtma oldu.
Evrim teorisinin geçersizliğini ortaya koyan çeşitli bitki, balık, böcek, kuş türlerine ait çok sayıda yaşayan fosilin halkın gözleri önünde sergilenmesinden rahatsız olan evrimciler, ara form iddiasını kanıtlayacak tek bir fosil varsa herhangi bir kent meydanında sergilemeleri çağrısı karşısında sessizliğe bürünmüşlerdi. Gerek ara form iddialarının bilimsel geçersizliği, gerekse kanıt gösterme konusundaki çekinceleri gün geçtikçe daha açık şekilde deşifre edilen yerli evrimciler, dikkatleri fosil kayıtlarından uzaklaştırarak, türlü gözboyamalarla durumu örtbas etmek için çare aramaya başladılar.
Bugün gazetesi, haberinde, Japon balıkçılarca ele geçirilen bir yunusu haber veriyordu. Sözkonusu yunus, bedeninin arka kısmında fazladan bir çift yüzgece sahipti. Bugün gazetesi evrime hiçbir şekilde kanıt oluşturmayan bu durumu çarpıtıyor ve “yunusların daha önce karada yaşayan 4 ayaklı canlılar olduğu tezinin ıspatlandığı” iddiasında bulunuyordu.
“Dört ayaklı yunus” hezeyanı
Hemen belirtmek gerekir ki, “ayak” yakıştırması tamamen temelsiz, bir o kadar da saçma bir iddiadır. Haberin resminde de görüldüğü gibi, bunlar tam bir yüzgeç anatomisine sahiptir. Dolayısıyla “dört ayaklı yunus” demek, “dört lastikli tekne” demek kadar saçmadır, gerçekdışıdır.
Üstelik henüz bu ekstra çift yüzgeç üzerinde bilimsel araç ve yöntemler kullanılarak hiçbir inceleme yapılmamıştır. Durum böyleyken bunları “ayak” veya “geçmişteki sözde ayakların kalıntısı” ilan etmek, ancak bilimsellikten uzak, sansasyonel ve taraflı habercilik anlayışının ürünü olabilir.
Ekstra çift yüzgeç, evrim teorisini neden desteklemez?
Bu sorunun cevabı gayet açıktır: Ekstra çift yüzgeç kesinlikle evrimsel bir yapı olarak değerlendirilemez. Yunusun DNA’sında yüzgeçlerin inşası için gerekli genetik bilgi, onu oluşturan dokuların mimarisi zaten mevcuttur. Buna göre ortada evrimsel bir gelişim değil, varolan yapıların fazladan kopyalanması durumu vardır. Örneğin okumakta olduğunuz bu yazının kopyasının herhangi yeni bilgi içermeyeceği gibi, yunusun ekstra yüzgeçleri de yeni genetik bilgi içermemekte, evrim teorisi lehinde öne sürülebilecek bir kanıt niteliği taşımamaktadır.
Evrimcilerin bu iddiasındaki önyargıyı göstermesi açısından bir de çelişki sözkonusudur. Bilindiği gibi bazı mutasyonlar insanların elinde beş yerine altı parmak çıkmasına veya sineklerde iki yerine dört kanat çıkmasına yol açabilmektedir. Yunusta olduğu gibi, bu örneklerde de bedendeki bir uzantının fazladan inşası sözkonusudur. Buna göre evrimcilerin insanın altı parmaklı atalardan veya sineklerin dört kanatlı atalardan evrimleştiğini öne sürmeleri gerekirdi. Ancak insan veya sinekle ilgili böyle bir iddiada bulunmadıkları halde, yunusun dört ayaklı atalardan evrimleştiğini öne sürmektedirler. Burada yaptıkları şey, gerçekte evrimle hiçbir ilgisi olmayan gelişim anormalliklerini kendi önyargılarıyla oluşturdukları bir “filtre”den geçirip kendi hayallerine uygun şekillerde hikayeleştirmekten ibarettir. Elbette bu bilim değil, dogmatizmle bağdaşan bir durumdur.
Yunusların kara memelilerinden evrimi iddiası bir masaldan ibarettir
Bugün gazetesinde, yunustaki yüzgeçlerin, bu canlıların kara canlılarından evrimleştikleri iddiasını ispatladığı öne sürülmektedir. Oysa bu tümüyle gerçekdışı bir yorumdur. Hemen belirtmek gerekir ki, yunusların karadan denize geçmiş memelilerden evrimleştikleri varsayımı aşılmaz engellerle karşı karşıyadır.
Yunuslar, ataları olduğu iddia edilen kara memelilerinde bulunmayan mükemmel ve özgün sistemlere sahiptirler. (Detaylı bilgi için bkz. http://www.darwinizminsonu.com/doga_tarihi_2_14.html) Açıktır ki, böyle komplekslikte sistemler, evrim teorisinin tek bir proteini dahi oluşturamadığı bilinen bilinçsiz mekanizmalarıyla (doğal seleksiyon+mutasyon) oluşamaz. Evrim teorisine körükörüne bağlılıktan ötürü desteklenen bu iddia sadece hayalgücünden ibarettir. (söz edilen hayali mekanizmaların geçersizliği hakkında buradan, yunusların dahil olduğu deniz memelileriyle ilgili evrimsel köken iddialarının geçersizliği hakkında ise buradan bilgi edinebilirsiniz.)
Sonuç:
Bugün gazetesinin bu haberi, sadece evrimci önyargıların bir ürünüdür ve evrim teorisine destek sayılabilecek hiçbir kanıt zerresi barındırmamaktadır. Fosil kayıtlarında yenilgiye uğrayan ve ara form fosillerini sergilemeye davet edildiklerinde tek bir tane dahi delil gösteremeyen evrimciler, evrim teorisine delil bulma peşine düşmüşlerdir. Bunun boşuna bir çaba olduğunu bir kez daha hatırlatıyor, Bugün gazetesini bu bilim dışı propagandaya son vermeye davet ediyoruz.